RÖPÖRTAJ

"Fotoğraf adına her şey"...
İçimizden Biri; Alparslan Demir





Söyleşimiz bu kez Sivas'tan batıya doğru kayıyor. Ankara'dayız. İçimizden biri Alparslan Demir.

Lart pour l'art


Söze Fransızca başladık. Tercümesini ve açılımını Hocamdan alalım. 

Çok güzel bulmuşsunuz. Aslında bizde çok tartışılan bir başlıktır bu. Türkçeye 'Sanat Sanat İçindir' diye tercüme edebiliriz kolayca. Sanat sanat için mi yoksa toplum için yapılır diye tartışıladursun 'Sanat anlayanı içindir' diyebilirim ben kendimce. Bu başlığı fotoğraf ile birleştirelim. Farklı çevrelerde fotoğrafın bir sanat dalı olup olmadığının da tartışıldığına şahit oldum. Teknolojik ekipmanların payını düşünen kişiler fotoğrafı biraz azımsıyorlar. Kullanılan teknolojik ekipmanların marifetlerine bakarak fotoğraf bir sanat dalı değildir diyorlar. Bunun aksine benim görüşüm fotoğrafın bir sanat dalı olduğu yönünde.
Sanatı boya, yazı, nota, kil, taş ya da kullanılan herhangi bir aracı malzeme ile sanatçının hayal ettiklerini dışa vurması olarak nitelendirebiliriz. Buradan hareketle fotoğraf estetik olanı algılayabilmek, görebilmek, fark edebilmek ile başlıyor ve yine aracı bir malzeme olan bir fotoğraf makinesi ile oluşturuluyor. Fotoğraf, fotoğrafçının gözleri, zekâsı, duyuları, becerisi, duyguları ile birleşerek oluşuyor. Fotoğraf önce fotoğrafçının aklında çekiliyor sonrasında aracı malzeme olan bir fotoğraf makinesi ile somutlaştırılıyor, ortaya konuyor. İşin içine teknolojik malzemelerin marifetleri girse de fotoğraf çağdaş sanatlardan birisidir diye düşünüyorum.
Fotoalem'deki Kişisel Sayfası; alparslandemrank/Alparslan Demir

Biraz da kendini anlatsın bize.

Ankara doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Fransız Filolojisi ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Sonrasında yine Hacettepe Üniversitesi'nde Fransız Dili üzerine yüksek lisans yaptım. Ankara'da özel bir eğitim kurumunda Fransızca öğretmeni olarak çalışıyorum. Bunun yanı sıra yeminli mütercim tercüman olarak farklı kuruluşların hukuk, mühendislik, diplomasi gibi spesifik konulardaki çalışmalarının tercümelerini yapıyorum.
Özellikle roman ve şiir tercümeleri yapmaktan keyif alıyorum. Dil üzerine özel ders veriyorum. Fotoğraf benim için çok önemli.
Fotoğraf makinemi mümkün olduğunca yanımda taşıyorum. Sık sık arkadaşlarımla fotoğraf gezilerine gidiyorum, farklı yerleri tanımak ve fotoğraf çekmekten büyük keyif alıyorum. Teknolojiyi ve fotoğraf ekipmanları teknolojisini yakından takip eden bir insanım.Vakit buldukça AFSAD'a gidiyorum. Fotoğrafçı arkadaşlarımla bir araya gelmeyi, fotoğraf sohbeti yapmayı seviyorum. 


Fotoğrafa nasıl ve ne zaman başladınız, fotoğrafın hayatınızdaki yeri nedir?

Fotoğrafa üniversite yıllarımda aldığım seçmeli fotoğrafçılık dersleriyle başladım diyebilirim. Aslında çok fazla üzerine düşmediğim bir konuydu, sonrasında bir gezi sırasında Slr-Like bir fotoğraf makinesi aldım. Fotoğrafı sevmeye başladım. Bu konuda nerede eğitim alabilirim diye düşünürken AFSAD'la tanışmış oldum. Temel Fotoğraf Eğitimi sonrasında, karanlık oda çalışmaları, dijital fotoğrafçılık derken İleri Seviye Fotoğraf Eğitimine kadar ilerledim. Usta fotoğrafçılılarla uzun uzun konuşarak onlardan da bazı şeyler öğrendim. Josef KOUDELKA, Art KANE, Sebastıao SALGADO, Cindy SHERMAN, Ansel ADAMS, David BAILEY, Yousuf KARSH, Augst SANDER, Henri Cartier BRESSON, Ara GÜLER ve İzzet KERIBAR gibi farklı fotoğraf sanatçılarının çalışmalarını inceledim. Fotoğraf önceleri bir keyifti benim için sonrasında hayatımın vazgeçilmezi oldu. Her şeye nasıl bir fotoğraf olur diye bakmaya başladım. Fotoğraf aracılığı ile pek çok yeni arkadaş edindim.
Zamanla bazı başarılar elde ettikçe daha da keyif aldım. Fotoğraf benim için çok önemli, mümkün olduğunca fotoğraf makinemi yanımda taşıyorum. SLR makinemi yanıma alamasam bile kompakt ya da Slr-Like bir makineyi mutlaka yanıma alıyorum. İnsanın görüp fark edebildiği, hoşuna giden bir görüntüyü dondurup, kaydedip başkalarına da sunabilmesi çok güzel. İşin içine yaratıcılık, beceri, pratik zekâ da giriyor. Fotoğraf hayatımızın belgeseli gibi.


Sitedeki portfolionuzda çoğunlukla çocuk fotoğrafları dikkati çekiyor. Öğretmen olmanızdan mı kaynaklanıyor ? Çocuk fotoğraflarında anlatmak, aktarmak istedikleriniz nelerdir?

Mesleğim gereği daima çocuklarla birlikte zaman geçiriyorum. Aslında her çocuğu birer birey olarak görmeye ve o şekilde davranmaya çalışıyorum. Sürekli olarak onlarla birlikte olmak, onlarla konuşmak ve onlara bir şeyler öğretmeye çalışmak çok eğlenceli. Çocuklar heyecanlı ve doğallar. Hep anlatmak istedikleri bir şeyler var, elinde kocaman bir fotoğraf makinesi olan birini görünce heyecanlanıyorlar. Çocuklar benim için çok iyi modeller. Nerede, hangi ortamda yaşıyor olursa olsun her çocuğun gözünde farklı bir ışık var. Çocukların gözlerindeki o ışığı yakalayabilmek, aktarabilmek çok önemli benim için. Bu ışık insan büyüdükçe ve hayatın kiri üzerine bulaştıkça kayboluyor sanırım. Fotoğraflarını çektiğim çocuklarla konuşuyorum, şakalaşıyorum. Fotoğraf makinesi aracılığı ile onlarla güzel bir iletişim kurmuş oluyorum. Ankara Kalesi gibi sık gittiğimiz bir mekânda çocuk fotoğrafları çektiysem o fotoğrafları bastırıp bir sonraki gidişimde çocuklara dağıtıyorum, kendi fotoğraflarını aldıklarındaki sevinçlerini görmelisiniz. Bunun yanı sıra ülkemizde maalesef pek çok çocuk aileleriyle birlikte zor koşullarda yaşıyor, daha küçücükken bir şekilde fakirliğin ne olduğunu da görüp öğreniyorlar. O çocukların halini, durumunu aktarmaya çalışmak da önemli benim için.


Fotoğraf sizce nelerden oluşur?

Fotoğraf yetenek, iyi bir eğitim ve yeterli teknolojik ekipmandan oluşur diyebilirim. Fotoğrafın temelinde fotoğrafçının yeteneği var bence. Bir başkasının fark edemediğini fark etmek, bir başkasının göremediğini görmek, doğru bir şekilde aktarabilmek tamamen yetenekle ilgili. Kişinin plastik sanatlara yeteneği varsa fotoğrafta da başarılı oluyor çoğu zaman. Grup halinde gidilen bir fotoğraf gezisinden her fotoğrafçının farklı karelerle evine dönmesi de bu yüzden işte. Her fotoğrafçı benzer teknik ekipmanlara sahip belki ancak her biri kendi yeteneği, bakış açısı ve dünyayı algılama şekline göre farklı fotoğraflar elde ediyor.
Yeteneğin üzerine mutlaka doğru bir kurumdan ayrıntılı, iyi bir fotoğraf eğitimi almak gerekiyor. Kompozisyon nedir, kurgu nedir, fotoğrafta denge nedir, renk dengesi nasıl olur, doğru kadraj nasıl kurulur, iso nedir, diyafram nedir, hangi koşullarda nasıl fotoğraf çekilir .. gibi açılımları iyice öğrenmek gerekir. Fotoğraf tekniğini, fotoğraf terimlerini ve açılımlarını, teknolojik ekipmanların nasıl en verimli şekilde kullanılabileceğini iyice öğrenmek gerekiyor.
Yeteneği doğru bir eğitimle birleştirdikten sonra fotoğrafçının amaçları ve ne yapmak istediğine bağlı olarak yeterli bir teknik ekipmana sahip olmak gerekiyor. Analog makineler, kompakt dijital makineler, Slr-Like dediğimiz sürekli gelişen ara grup ve nihayetinde SLR makineler. Ve amacımıza göre kullanacağımız doğru objektiflerin seçimi. Örneğin portre çalışmak isteyen bir fotoğrafçının portre çekimleri için uygun objektiflere sahip olması gerekiyor. Tabi bu aşamada iyi fotoğraflar çekebilmek için pahalı ekipmanlara sahip olmak gerekir, ekipman ne kadar pahalı ve teknolojikse o kadar iyi fotoğraflar çekilebilir gibi bir yanlışa düşmemek gerekiyor. Hep söylenildiği gibi 'Fotoğrafı fotoğrafçı çekiyor, pahalı ve teknolojik makineler değil'. Önemli olan sahip olduğumuz ekipmanı en iyi, en doğru şekilde kullanmak ve maksimum verimi alabilmek bana göre.


Ankara'da eğitim ve seminerleri Afsad'da takip ettiğinizi biliyoruz. Oradaki çalışmalarınız ve son dönem 17 Ekim' de yapmış olduğunuz serginiz ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Bana göre AFSAD Ankara'da fotoğraf eğitimi alabileceğiniz en doğru yer. AFSAD'da farklı fotoğraf çalışmalarında yer alabilirsiniz, farklı atölyelere katılabilirsiniz, fotoğraf hocalarından dilediğiniz konuda yardım alabilirsiniz. Kendiniz bir proje planlayıp destek alabilirsiniz. Ben AFSAD'da Temel Fotoğrafçılık Eğitiminden başlayarak İleri Seviye Fotoğraf Eğitimine kadar farklı eğitimlere katıldım. En son derneğin eğitim koordinatörü olan usta fotoğrafçı Can Gazialem ile çalışma fırsatı buldum. AFSAD'da bazı fotoğraflarım seçici usta fotoğrafçılar tarafından Ayın Fotoğrafları arasına seçildi ve sergiye layık görüldü. Ay sonlarında düzenlenen karma sergide yer aldı. Derneğin sitesinde yayımlandı. Bundan sonra dernek bünyesinde, usta fotoğrafçılar yönetimde çalışan farklı atölyelere katılarak devam etmeyi düşünüyorum.
17 Ekim tarihinde benim de aralarında bulunduğum başka fotoğrafçı arkadaşlarla bir sergi düzenledik. Aslında İleri Seviye Fotoğraf Eğitimini alan fotoğrafçıların eğitim sürecinde yaptıkları farklı çalışmalardan seçilen fotoğraflarla bu sergi oluşturuldu. Sergide yine Fotoalem ailesinin üyesi olan bazı fotoğrafçı arkadaşlarımın da fotoğrafları vardı. Sergi açılışımız çok güzeldi. Çok keyifli, çok güzel bir sergi oldu. Sergiyi pek çok fotoğraf meraklısı ziyaret etti.



Çalışmalarınızda seçtiğiniz ve ağırlıklı çalışmak istediğiniz ana tema nedir?

Temel olarak portre çalışmayı, özellikle çocuk fotoğrafları çekmeyi seviyorum. Sokak fotoğrafçılığından, an fotoğrafçılığından keyif alıyorum. Lakin zamanla kompozit fotoğraf, soyut fotoğraf gibi farklı konuları da çalışmayı istiyorum.

Fotoğraf dışında farklı ilgi alanı ve hobileriniz var mı?

Özellikle dil çalışmaları ve kişisel gelişim çalışmalarından büyük keyif alıyorum. İlgi duyduğum farklı konularda ciddi, detaylı araştırmalar yapmak temel ilgi alanlarımdan biri. Çalışmayla canlı tutulan zihinsel aktivite insanı daha enerjik, daha genç, daha sağlıklı tutuyor bana göre. Öncelikle kendi mesleğimle ilgili araştırmalar, incelemeler yapıyorum. Tercüme Kuramları, Karşılaştırmalı Edebiyat gibi konularda okuyor ve yazıyorum. Roman ve şiir tercümesi çalışmaları mesleğimin bir parçası olsa da benim için bir çeşit hobi gibi. Edebi tercüme yapmayı seviyorum. Bunun yanı sıra Cumhuriyet Tarihi, Makro Felsefe ya da Psikoloji gibi ilgimi çeken konularda kitaplar okuyorum, internet marifetiyle araştırmalar yapıyorum. Ayrıca fotoğraf ve doğa yürüyüşü gezilerini birleştirmek çok güzel. Bazı fotoğraf gezileri organize ederek Fotoalem ailesinin de üyesi olan sevdiğim fotoğrafçı arkadaşlarımla hafta sonlarında yakın illerde ve görülmeye değer mevkilerde uzun yürüyüşler yapıyoruz, hem spor yapıp hem de bolca fotoğraf çekiyoruz. İyi bir doğa sporunu ve fotoğrafı birleştirmiş oluyoruz. Son olarak sinema da benim için önemli. Film izlemeyi çok seviyorum, fena sayılmayacak bir film koleksiyonum var diyebilirim.

Öğrencilerinize fotoğraf ve fotoğrafçılık ile ilgili aktarım ve paylaşımlarda bulunuyor musunuz?

Öğrencilerimin bazıları özellikle makinemi yanımda gördüklerinde merak edip heyecanla sorular soruyorlar. Onlara fotoğrafı, fotoğrafçılığı uygun cümlelerle anlatmaya çalışıyorum. Biliyorsunuz çocuklar içinde teknolojinin de olduğu konulara zaten ilgililer ve çok çabuk öğrenebiliyorlar. Evlerinde fotoğraf makinesi varsa tatil günlerinde ailelerinin ve sevdikleri şeylerin fotoğraflarını çekmelerini söylüyorum.

Türkiye'de fotoğraf nasıl algılanıyor?

Türkiye'de son birkaç yılda çok ciddi sayılarda SLR ve Slr-Like fotoğraf makinesi satıldığını biliyorum. Yani Fotoğrafçılığa karşı ciddi bir ilgi var. Fotoğrafa merak salan insanların bir kısmı fotoğrafçılığın aslında pek de kolay bir uğraş olmadığını anlayınca bırakıyor, ancak alan kısmı işin eğitimini de almaya çalışarak devam ediyor. Bence fotoğrafçılığa karşı böyle bir ilginin olması güzel. Lakin insanların pek çoğu fotoğrafçılığı biraz azımsıyor sanki. Fotoğrafçılığı basit bir işmiş gibi algılayanlar var. Fotoğrafçılığın çok detaylı ve uzun süreli bir eğitimi gerektirdiğini bilmiyorlar. İşin sadece bir düğmeye basmaktan ibaret olduğunu düşünüyorlar. Oysaki fotoğraf hiç de azımsanacak bir konu değildir. Diyafram, enstantane, iso ve beyaz dengesi faktörleriyle oluşturulan kimyasal ve fiziksel bir işlemdir. Bizlere bakmak ve görebilmek arasındaki farkı gösterir. Dünya üzerindeki pek çok bilim dalı için çok büyük bir yardımcıdır. Ayrıca bir sanat dalıdır. Fotoğrafçılık pek çok detayları olan, pratik zekâ ve beceri gerektiren bir iştir. Ülkemizde pek çok fotoğrafçılık sitesinde binlerce fotoğrafçı var. Bu sitelere üye olmayan bir sürü fotoğrafçı olduğunu da düşünürsek fotoğrafa merak salan insanların ne kadar çok olduğunu anlayabiliriz. Yani ülkemizde fotoğrafçılık günden güne daha çok insanı çeken, çok kişinin merak saldığı bir uğraş. Lakin her işin olduğu gibi fotoğrafçılığın da hakkını vermek, işin mümkünse eğitimini almak, bol bol araştırmak, okumak ve ustalardan bilgi alarak kendini geliştirmeye çalışmak gerekiyor. Sonuç olarak Fotoğrafın Türkiye'deki durumundan ben memnunum, bazı eleştirdiğimiz konular olsa da bunların zamanla azalacağı düşünüyorum.




Yurt dışında fotoğraf ve ilgili konuları takip ediyor musunuz?

İnternet üzerinden yurt dışındaki farklı forumlarda geçen fotoğraf teknikleri ve ekipmanlar üzerine yapılan tartışmaları okuyorum. Bazen kendi fikirlerimi yazıyorum. Makine ve objektif incelemelerini, değerlendirmelerini takip ediyorum. Yabancı fotoğraf paylaşım sitelerindeki fotoğraflara bakıyorum. Özellikle benim kullandığım ekipmanın aynısını kullanan fotoğrafçıların çektiği fotoğrafları inceliyorum. Fotoğrafın insanları bir araya getiren güzel bir tarafı var. Bu bağlamda yurt dışından da tanıştığım insanlar var. Zaman zaman onlarla da farklı fotoğraf sohbetleri yapıyoruz.

Gelecekte fotoğrafta gelmek istediğiniz bir nokta var mı? 

Bu konuda hırslarım yok diyebilirim. Fotoğrafı öncelikle kendim için, keyif aldığım için çekiyorum. Sevdiğim arkadaşlarımla paylaşmayı, usta fotoğrafçılarla birlikte inceleyip onların eleştirilerini yorumlarını dinlemeyi seviyorum. Zamanla fotoğrafın farklı alanlarında çalışmayı, fotoğraf bilgimi iyice ilerletmeyi istiyorum. Zaman zaman ilgimi çeken fotoğraf yarışmalarına katılıyorum. Fotoğraftan keyif alan, fotoğraf tekniğini iyi bilen, elindeki ekipmanı verimli olarak kullanabilen bir fotoğrafçı olmak bana yetiyor.

Gözlerinizi kapatın, ilk aklınıza gelen fotoğraf çalışması nerede ve nasıl olurdu diye hayal edip bize anlatın. Yanınızda kimler var, bir model ile mi çalışıyorsunuz, ne tür fotoğraflar çekiyorsunuz?

Aklıma ilk gelen fotoğraf çalışması şöyle: Daha önce hiç gitmediğim, görmediğim bir kasabada dolaşıyorum. Eski yapılar ve taş duvarların çevrelediği dar sokaklarda uzun uzun yürüyüp çevreyi keşfediyorum. Yanımda sevdiğim fotoğrafçı arkadaşlarım var. Hava çok güzel, yumuşak bir ışık ve mavi bir gökyüzü var. Sohbet ederek dolaşıyoruz, sokaklarda oynayan yaramaz çocukların fotoğraflarını, denk geldiğimiz insanların portrelerini çekiyorum. Sokakları, eski evleri, orada yaşayan insanları fotoğraflıyoruz.


Son olarak neler söylemek istersiniz?

Fotoğrafa yeni merak salan arkadaşlara imkânları varsa fotoğraf eğitimi almalarını, takıldıkları konularda usta fotoğrafçılara danışmalarını, internetteki forumları ve ürün inceleme sitelerini takip etmelerini, bol bol fotoğraf incelemelerini ve okuyarak fotoğraf bilgilerini geliştirmelerini salık veriyorum.
İlk üyelerinden biri olduğum Fotoalem ailesinin bir ferdi olmaktan keyif alıyorum.
Bu güzel sohbet için teşekkür ederim.


Copyright © 2010 Her Hakkı Saklıdır